Şurup kelimesi Arapça kökenli. Ingilizce syrup, Fransızca sirop, Almanca Sirup yine aynı kökten, ama Latince siropus üzerinden bu dillere geçmiş. Avrupa dillerindeki kelimelerin hepsi tatlı, şekerli sıvı, özellikle şekerkamışı suyu; aynı zamanda tipta da yararlanılan şekerli sıvı ilaç, öksürük şurubu gibi. İngilizcedeki syrupy sıfatı çok tatlı, çok şekerli anlamında.
Her şey, Arap çöllerinde başladı. Araplar “shariba” (شَرِبَ) kelimesiyle içmeyi, bundan türeyen “sharāb” (شراب) ise içmeye hazır tatlı sıvılar için kullanılıyordu. Şarâb, bugünkü anlamıyla sadece bir içecek değil, bazen alkollü bazen de şifalı bir iksir olabiliyordu. Derken bu kelime Fars topraklarına ulaştı ve iran edebiyatından çokça yer kaplayan Şarâb kelimesinden sonra tatlı içecekleri tanımlayan şerbet (شربت) hâline evrildi. Kur’an’da alkollü içki anlamındaki şarap karşılığında çeşitli kelimeler kullanılmış. Şunlar bu kelimeler: hamr, sahbâ (kırmızı şarap), handeris (yıllanmış şarap), habuk (akşam şarabı), rahîk (sert kırmızı şarap). Bu çeşitlilik Arap yarımadasında zengin bir şarap kültürü olduğunu gösteriyor.
Osmanlı İmparatorluğu’nda şerbet ve şurup farklı yollar izledi. Şerbet, halkın elinde gülsuyuyla, bal ile yapılan serinletici bir içeceğe dönüşürken, şurup ise daha yoğun, bazen ilaç niyetine kullanılan tatlı özlere ad oldu. Osmanlı sarayında her biri farklı hastalığa iyi gelen envai çeşit şuruplar hazırlanıyor, baharatlarla tatlandırılıyor, eczacılar bunları cam şişelere koyarak hastalara sunuyordu.
Türkçe şerbet ile İngilizce sherbet de Arapça sharbat (içki), shariba (içmek) kelimelerinden. Fakat İngilizceye Türkçeden geçmiş. Bizdekiyle aynı anlamda. Fransızca sorbet ile İtalyanca sorbetto Türkçe şerbet’ten geçmiş anlayacağınız.
Türkçede “şerbet”i çok işlemişiz; “Şerbet gibi” (çok tatlı), “şerbet gibi hava” (yumuşak, hoş), “şerbetçi otu”, “şerbetle(n) mek“, “şerbetli”, “şerbetsiz”, “şehadet şerbeti” gibi mecazlarımız var. Bazı maddelerin suda eritilmiş haline de “şerbet” deniyor; “kireç şerbeti“, “gübre şerbeti” gibi çok geniş mecaz kullanım alanına sahip.
Arapça köken farklı kelimelerde doğurmuş; Meşrubat kelimesi de aynı kökenden, tekili Meşrub.
Maşrab, arapçada içme edimi, su içilebilecek yer anlamında da kullanılıyor. Türkçe’de Maşraba kelimesinin kökeni, anlamca çok farklı.
Comments 1